Çalışanlar için yoğun iş temposunun ve büyük şehirlerde yaşamın verdiği sabahları yoğun trafikte evden işe, akşamları ise işyerinden eve ulaşmaya çalışmakla oluşan stresler… Gelecek kaygısı ve küresel salgınında etkili olduğu bu dönemde monotonlaşan bir hayatınızın olduğunu düşünüyorsanız bir tavsiyemiz var: Seyahat edin!
Hepimizin hayallerini süsleyen ‘’Ah, bir gidebilsem!’’ dediği ve fotoğraflarına bakıp iç çektiği bir ülke veya şehir vardır. Bu hayallerimizi sürekli ertelerken aslında birçok şeyi kaçırdığımızın farkına varamıyoruz. Günümüze baktığımızda küresel salgının yaşattığı engellerle karşılaşıyoruz. Aslında bu salgın bizlere, ertelediğimiz planlarımızı gelecek zamanda ne kadar çok gitmek istesek bile bizden kaynaklı olmayan nedenlerle gerçekleştiremeyeceğimizi gösterdi.
Sadece salgın değil elbette, daha farklı açılardan baktığımızda 12 yıl önce Suriye turistik gezi yapabiliyorken şu anda maalesef Suriye seyahatleri güvenli olmadığından dolayı bu ülke gezileri bilinmeyen bir tarihe kadar gezilemiyor. Venezuela, Irak, Ukrayna’nın doğu şeridi, Libya iç karışıklıklar nedeniyle seyahat edemediğimiz ülkelerin başında geliyor. Sadece iç karışıklık değil, diğer nedenlerden dolayı da yakın zamana kadar gezebildiğimiz fakat yaşadığımız bugün de gezemeyeceğimiz birçok destinasyon bulunuyor.
Bugünü yaşamanın önemini görebileceğimiz farklı bir nokta ise, gelecekte hayat standartlarımızı geliştirmek ve hayatı bugünden daha iyi yaşamak için birikim yapmanızın gerekli olduğudur. Fakat geleceği kusursuz kılmaya çalışırken bugününüzü de ihmal etmemelisiniz. Diğer bir deyişle bugünü yaşamalısınız! Bunun farkına varabilmenin en güzel yollarından biri ise seyahat etmek! Sık seyahat eden insan, yaptığı geziler sırasında bugünü yaşadığını hissedebilir ve bu hissi seyahat sonrasına, hayatının geneline de yansıtabilir.
Kendimize çok klasik bir soruyu sormamız gerekiyor. ‘ Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?’ Eğer kendimizi de tanımak istiyorsak elbette çok gezenin bu konuda da daha çok şey bildiğini söyleyebiliriz.
Dünya üzerinde yüzlerce ülke, binlerce şehir bulunuyor. Elbette bu ülkelerin ve şehirlerin kendilerine özgü farklı kültürleri var. Farkı kültürleri keşfederken kendinizi ‘aslında ben buranın insanıyım’ diyebileceğiniz yerlerle karşılaşacaksınız. Gezdiğiniz şehirdeki insanlar, yaşam şekilleri ve tarihi eserler sizden bir parça gibi gelecek, okuyarak değil o kültürü yaşayarak tadarsınız.
Gezdiğiniz yerlerde sizden çok farklı insanlar ve yaşamlar görürsünüz. Yeteri kadar seyahat ettiğinizde ise bu farklılıkları kabul etmenizi sağlayacak farkındalık sürecine girersiniz. Bakış açınız gelişir, tabularınız yıkılır; önyargılarınızdan kurtulursunuz.
Hayatın bütün olumsuzluklarını bırakıp seyahat etmeye başlayın. Hayallerinizi ertelemeyin ve yaşadığınız anı değerlendirin. Yarın ne olacağını bilmeden yıllar sonrasının hayallerini kurmak ne kadar doğru olur?